Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da, 1870 yılında inşa edilen ve hala ayakta duran “dime houses” adlı küçük konutlar, ülkenin sosyal konut projelerinin ilk örneklerinden biridir. Bu evlerin hikayesi, 19. yüzyılın sonlarında idealist bir işçi grubunun önderliğinde başlayan bir oluşumla başlar.
1868’de Building Society for Home Ownership’i (BVEW) kuran bu grup, her hafta bir “dime” karşılığında üyelik alarak bu mütevazi konutların yapımına katkı sağladı. Mauritskade’nin yoğun trafiği arasında yer alan bu küçük evler, gizemli bir çıkmaz sokağa yerleştirilmiş ve sizi sıcacık bir samimiyetle kucaklar.
Sanatçı Marjet Wessels Boer’un dokunuşuyla boş duvarlar, büyütülmüş bir tuğla yazı tipi kutusuna dönüşerek geçmişin öyküsünü ziyaretçilere anlatır. Yazı tipi kutuları, eskiden dizgicilerin yazı tiplerini saklamak için kullandığı araçlardı. Ancak zaman içinde bu kutular, hatıraların ve öykülerin gururla sergilendiği vitrinler haline geldi.
Wessels Boer, bu tarihi evlerin kişisel ve toplumsal anılarını alüminyum silüetlerle ölümsüzleştirdi. Günümüz sakinlerinin önerileriyle şekillenen silüetler, halı çırpıcılarından filelere kadar geniş bir obje koleksiyonunu yansıtırken aynı zamanda Amsterdam’da benzersiz bir mekanın tarihini mozaikleştiren bir görsel şölen sunuyor.
Dime houses, sadece geçmişin bir parçası değil; aynı zamanda sosyal konutun evrimine, toplumsal dayanışmaya ve insanların özlemlerine ışık tutan bir mirasın simgesidir. Bu küçük konutlar, sadece fiziksel mekanlar değil, aynı zamanda duygusal ve kültürel anıların da taşıyıcısıdır. Amsterdam’ın bu gizemli sokaklarında dolaşırken, 1870’lerden günümüze uzanan bir zaman yolculuğuna çıkabilir ve “dime houses” yapıtlarının eşsiz hikayesinin bir parçası olabilirsiniz.
